TALHA BOSTANCI, DOĞAYI İLK ELDEN DENEYİMLEME FIRSATI: ÇADIR KAMPININ DETAYLARINI SADE SODA DERGİSİ’NDE YAZDI.
Baştan anlaşalım,
Gelecek kuşaklara daha güzel bir dünya bırakmak için yapılan her eyleme katkıda bulunacağımıza, yeşilin harap olmasına vesile olacak her işlemin önünde duracağımıza, üç tarafı plastiklerle değil, denizlerle çevrili bir memleket için doğayı en sade hâli ile koruyacağımıza dair söz verelim birbirimize.
Huzurlu bir kamp deneyimi için hazırladığımız bu sade kamp rehberimizin ilk kuralını koyalım: “Doğayı temiz tutup, sahip çıkmak.”
“Kargaşadan, sorumluluklarımızdan, gürültülü şehir hayatından kaçamak yapıp keyifli bir vakit geçirelim istedik. Önümüze ilk olarak kurallar çıkardınız. Özgürlüğün, keyfin, tatilin, doğanın, kampın kuralı mı olurmuş?” dediğinizi duyuyorum.
Evet, olur efendim.
Doğada özgürlüğümüz kadar sorumluluklarımız da bizi bekliyor.
Geceyi parlak yıldızlar altında, cırcır böceğinin melodileri arasında geçirip güneşin doğuşunu seyrederek huzur bulmaya çalıştığımız bu aktivitenin de elbette kuralları var. Bu düzene, kurallara, planlamalara, tavsiyelere uyar ve balık tutmayı, yüzmeyi, doğal bitkiler toplamayı, yaban hayatı izlemeyi bu aktiviteye katarsak doğayı en güzel ve sade şekli ile ilk elden deneyimleme fırsatını tam anlamıyla bulmuş oluruz.
Doğa ve kamp bizi yalnızca dinlendirmez, aynı zamanda algımızı açar, duyularımızı keskinleştirir ve bizlere unutulmaz bir tecrübe kazandırır. Kamp esnasında yapacak olduğumuz fiziksel aktiviteler de bizi zinde tutar. Yaşamı dinlememize ve kendimize kulak vermemize olanak sağlar. Bu vesileyle de yaşantımızın bir parçası olarak kanıksadığımız şehir gürültüsünün daha çok farkına varırız.
Doğada keyifli ve güvenli bir şekilde kamp yapmak için bazı temel kampçılık ve doğada yaşam kurallarını mutlaka bilmemiz gerekir.
Bana Neler Lazım?
Sade bir çadır kampı planımızdaki temel ihtiyaçlarımızı mevsime uygun çadır, uyku tulumu, mat ve yemek ihtiyacımızı karşılamak için kullanacağımız ekipmanlar ve kafa lambası olarak listeleyebiliriz. Doğada konforlu ve huzurlu bir kamp deneyimi için kullanacağımız çadır ve uyku tulumu oldukça önemlidir.
Çadır Seçimi
İlk olarak kamp çadırları kişi sayısına ve mevsim özelliklerine göre üç, dört ve beş mevsim çadırlar olarak sınıflandırılır. Sade bir kamp deneyimimiz için bizim tercihimiz ilkbahar, yaz, sonbahar aylarında kullanıma uygun olan üç mevsim çadırlardan yana olacaktır. Ekipmanlarımızı tercih ederken konfor, taşıma kolaylığı ve maliyeti göz önünde bulundurmamız oldukça fayda sağlar.
Uyku Tulumu
Uyku tulumlarının bizi ısıtmak için bir enerjileri yoktur. Bizim vücut enerjimizi, ısımızı korumayı amaçlayan bir aksesuardır. Genellikle elyaf, polyester ve kaz tüyü karışımlardan elde edilen bu ekipman konforlu bir uyku için duyulan temel kamp ihtiyaç malzemelerindendir. Uyku tulumlarının sıcaklık derecelerinin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekir. Bir uyku tulumunun üzerinde yazan sıcaklık derecesi bize o tulum için uygun gece sıcaklığının ölçüsünü ifade eder. Yani kamp yapmayı planladığımız yerdeki gece sıcaklığına göre sıcaklık derecelerini tercih ederiz. Konfor derecesi, uyku tulumunun içinde üşümeden, konforlu bir şekilde uyunabilecek dış ortam sıcaklık derecesini gösterir. Ekstrem derecesiyse tulumun kullanılabileceği en düşük dış ortam sıcaklığını ifade eder.
Mat
Diğer temel ihtiyacımız olan kamp malzemesiyse mattır. Mat, uyku tulumunun altına serilir ve ısı yalıtımı sağlar. Mat sayesinde zemindeki engebeler daha az hissedilir.
Basic kamp matlarında uzun soluklu tartışmalara sebep olan “Matın parlak yüzeyine mi yoksa ters kısmına mı yatmalıyız?” sorusuna da bu vesileyle açıklık getirmiş olalım.
Bulunduğumuz koşullarda yerden gelen soğuk havayı kesmeye ihtiyacımız varsa matın parlak yüzeyini zemine gelecek şekilde sereriz ve bu parlak yüzey bir nebze de olsa alttan gelen soğuğu yansıma yaparak tekrar terse iletir. Eğer kendi vücut ısımızı korumaya ihtiyacımız varsa matın parlak yüzeyine biz yatarız. Ve yine böylece kendi ısımızı bu katman vesilesiyle korumuş oluruz.
Hayat Kurtaran Notlar
Bu sade planda bize eşlik edecek olan temel hatırlatmaları da bir köşeye not etmekte fayda var.
– Kamp yapılan alan içme suyuna yakın olmalıdır. Suya gece ve gündüz kolayca ulaşabilmelisiniz. Öte yandan, su kaynağına çok yakın olmak da iyi değildir. Çünkü akarsular, karanlıkta çok gerekli olan duyma yetisini azaltacaktır. Ayrıca olası bir yağmur suyun debisini artıracak ve dakikalar içerisinde muhtemel bir sele sebep olacaktır. Bu gibi durumlar için akarsu veya nehir kenarında olmamak önemlidir.
-Kamp için çok rüzgar veya güneş alan bir yer seçilmemelidir. Dere yatağında olmamalı ve mümkün olduğu kadar düz bir zemini olmalıdır. Civardan odun toplanabilmesi de önemlidir.
– Eğer grubunuzda birçok çadır var ise rüzgardan korunmak için çadırlarınızı grid adı verilen bir düzene sokabilirsiniz. Grid düzen, çadırların kare şeklinde düzenlenmesine verilen isimdir. Kare düzende en dış kısımda bulunan çadırlar diğer çadırlara göre güçlü çadırlardır. Eğer zayıf çadırlar varsa grid düzenin içine alınabilir. Çadırların kare şeklinde düzenlenip çadır alanının buna göre şekillenmesi, çadır grubunu rüzgardan ciddi bir şekilde koruyacaktır. Ateşten sıçrayacak kıvılcımların çadırları yakmaması için gerekli mesafe bırakılmalıdır. Ateş yakılırken de emniyet kurallarına tamamen uyulmalıdır.
– Çadır kurulmadan önce, zemin taş ve dallardan temizlenmeli, eğer kar varsa çiğnenmelidir. Mümkünse yere bir naylon serilip üzerine birkaç kat gazete kağıdı konulduktan sonra çadır bunun üzerine kurulmalıdır. Çadır kurulan yerde az da olsa bir eğim olacaktır, dolayısıyla yağmur sularının çadırın üzerinden akmaması için çadırın çevresine yeterince derin bir yağmur oluğu açılmalıdır.
– Kamp için getirilen yiyecekler toplu hâlde bir yedek çadırda saklanmalıdır. Eğer fazla çadır yoksa naylon torbalardan bir tane yapılmalı ancak yemekler asla açıkta bırakılmamalıdır. Ayrıca toplanan odunlar kesildikten sonra boylarına göre istiflenmelidir. Odunluk olarak ayrılan bölgenin etrafı da bir iple çevrilmelidir. Odunların üstü ıslanmış ise ateşin yakınına dizilerek kurumaları sağlanır. Eğer bir ağaç dalında en ufak bir hayat belirtisi var ise, o dal kesilmemelidir. Tüm yapraklar solmuş olsa bile dalın kırılgan olup olmadığı yoklanmalıdır. Yaş bir dalı yakmaya çalışmak tecrübesizliğin işaretidir.
En son ne zaman kamp ateşinin başında en sevdiğin şarkıları söyledin?
Kamp hayallerini erteleme…